Tasarrufun İptali Davalarında Yetki, Görev, Harç, Vekalet Ücreti ve Süre

İptâl davasında, eğer “iptâli istenen tasarrufun alacaklıları zarara sokmak kasdıyla yapıldığı” (ve bu nedenle, ‘haksız fiil’ oluşturduğu) iddia ediliyorsa, “tasarrufun (haksız fiilin) yapıldığı yerde” (HUMK. mad. 21)’de iptâl davası açılabilir.

§a. İPTÂL DAVALARINDA YETKİİcra ve İflâs Kanunu’nda bu konuda açık bir hüküm bulunmadığından, HUMK.’nun genel hükümleri gereğince, iptâl davası; davalı-borçlu ya da üçüncü kişinin ikametgahının bulunduğu yerde (HUMK. mad. 9/II) açılabilir.1I- İptâl davasında, “davalı” iki kişi olduğundan,2 dava bunlardan birinin ikametgâhının bulunduğu yerde açılabilir (HUMK. mad. 9/II).3Bu dava, aynî bir dava olmayıp kişisel bir dava olduğundan4 konusu taşınmazlara ilişkin olsa bile, yine HUMK. mad. 13 uygulanmaz, yani, “taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi” yetkili değildir.5 6

Ancak; İİK. 277 vd. dayalı tasarrufun iptali davasının yargılama sırasında davacı tarafından ıslah yolu ile BK. 18’e dayalı tapu iptali ve tescil davasına dönüştürülmüşse dava ‘taşınmazın aynına ilişkin bir dava’ haline gelmiş olur ve HUMK.’nun 13. maddesi gereğince, “taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkeme” yetkili olur.7

İptâl davasında, eğer “iptâli istenen tasarrufun alacaklıları zarara sokmak kasdıyla yapıldığı” (ve bu nedenle, ‘haksız fiil’ oluşturduğu) iddia ediliyorsa, “tasarrufun (haksız fiilin) yapıldığı yerde” (HUMK. mad. 21)’de iptâl davası açılabilir.8

İptal davası “yetki sözleşmesinde öngörülen yetkili mahkemede”9 -örneğin; Genel Kredi Sözleşmesinde ya da Müşterek Borçluluk ve Müşterek Müteselsil Kefalet Taahhütnamesinde öngörülen yerde10 açılabilir.

Yetki itirazında bulunan (davalı) tarafın -HUMK. mad. 23 uyarınca- yetkili mahkemeyi de bildirmesi gerekir.11

Mahkemece davalının “yetki itirazı”nın kabul edilmesi halinde “mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın talep halinde yetkili … mahkemesine gönderilmesine…” şeklinde12 karar verilmesi gerekir.

Tasarrufun iptali davalarında mahkeme -davalı tarafından yetki itirazında bulunulmamış olması halinde- doğrudan doğruya “yetkisizlik kararı” verilemez.13

II- “İptâl davasının nerede açılabileceği” hakkında, yukarıdaki açıklamalar, 6183 Sayılı Yasa uyarınca, kamu alacağından dolayı açılan iptâl davalarında da aynen geçerlidir.

6183 Sayılı Kanunda da -İİK.’nunda olduğu gibi- “iptâl davalarının nerede açılabileceği” hakkında özel bir hüküm bulunmadığından, bu kanuna göre açılacak olan iptâl davalarının nerede açılabileceği sorunu HUMK.’nun genel hükümlerine (HUMK. mad. 9; 21) göre çözümlenecektir…14

6183 Sayılı Kanun uyarınca açılmış olan iptâl davasında, “yetki itirazı”nın kabul edilmesi halinde mahkemece “dava dosyasının, davalının bildirdiği yetkili mahkemeye gönderilmesi” gerekir.15

SSK.’nun prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 Sayılı Kanuna göre borçlular hakkında yapılacak takipler nedeniyle SSK. tarafından açılacak tasarrufun iptali davalarında alacaklı Sigorta Müdürlüğü’nün bulunduğu yerdeki (ildeki) iş mahkemesi yetkilidir.16

§b. İPTÂL DAVALARINDA GÖREV

İİK. mad. 281’de, iptâl davasının sadece “mahkemede” görüleceği belirtilmiştir. Şu halde, iptâl davasının, dava konusunun değerine göre, görevli olan asliye ya da sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir.

I- “Dava konusunun değeri” neye göre tesbit edilecektir?

“İptâl davası” dava konusu malın aynına ilişkin bir aynî dava olmayıp, sadece davacı – alacaklının alacağına kavuşmasına imkân veren, kişisel bir dava olduğundan,17 “iptâl konusu tasarrufun değeri” her zaman “dava konusunun değeri” sayılmaz. İptâl davası sonucunda, “yapılan tasarrufun tümünün iptâline” hükmedilmeyip, “davacı – alacaklının alacağı ölçüsünde dava konusu tasarrufun iptâline” hükmedildiğinden, “dava konusunun değeri” belirlenirken hem “davacı-alacaklının (ödenmemiş) alacağının miktarı” ve hem de “iptâl (dava) konusu tasarrufun değeri” göz önüne alınır ve bunlardan hangisi daha az ise, onun, “dava konusunun değeri olduğu” sonucuna varılır. Şu halde;

a) Haciz yolu ile takipte; dava konusu (müddeabih), “davacı – alacaklının elindeki aciz belgesinde yazılı olan alacak miktarı”dır. Ancak, iptâl konusu tasarrufun değeri, davacının alacağından daha az ise, mahkemenin görevi, tasarrufun değerine göre belirlenir.18 19

İptâl davası “asliye hukuk” veya “sulh hukuk” mahkemesi yerine “icra mahkemesi”nde açılırsa, icra mahkemesince; “dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve istek halinde dosyanın görevli … asliye (sulh) hukuk mahkemesine gönderilmesine” şeklinde karar verilmesi gerekir.20

İptal davaları, niteliği itibariyle ticari dava olmadığından, ticaret mahkemelerinin iş bölümüne (iş alanına) girmez. Bu nedenle, bu davalara ticaret mahkemelerinde bakılamaz.21 22 Ancak; “işbölümü itirazı”, “ilk itirazlardan olup, on günlük esasa cevap süresi içinde ileri sürülmesi halinde -HUMK. mad. 190-222 uyarınca- ‘hadise’ şeklinde incelenmesi gerekeceğinden, davalı tarafından, ticaret mahkemesinde aleyhine açılan iptal davasına karşı ‘cevap dilekçesi’nde işbölümü itirazında bulunulmazsa, ticaret mahkemesi kendiliğinden “dosyanın görevli asliye (sulh) hukuk mahkemesine gönderilmesine” şeklinde karar veremez…

Keza, iptal davaları, kredi sözleşmesine dayalı bir dava niteliğini taşımadığından, bu davalara tüketici mahkemelerinde de bakılamaz.23

Yine iptal davaları, Bankalar Kanunu’ndan kaynaklanan davalar niteliğinde olmadığından -5411 sayılı (yeni) Bankacılık Kanunu’nun 142. (ve yürürlükten kalkmış olan 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14/5-d) maddesi uyarınca- bu davalara ticaret mahkemelerinde bakılamaz…24

İptal davalarına, ancak istihkak davalarına karşı “karşılık dava” şeklinde açılmış olmaları halinde (İİK. mad. 97/XVII), icra mahkemelerinde bakılabilir.25 Buna karşın, “karşılık dava” olarak açılmayıp, ayrı (müstakil) olarak açılan iptal davalarına, icra mahkemelerinde bakılamaz…26

b) İflâs yolu ile takipte; iptâl konusu tasarrufun tamamının değerine göre iptâl davası, sulh ya da asliye hukuk mahkemesinde açılır. Ancak;

aa- İptâl davası, istihkak davasına karşı İİK. mad. 97/XVII hükmüne göre “karşılık dava”olarak açılmışsa, o zaman, iptâl davasına da icra mahkemesinde bakılır.27

bb- İptâl davası, “sıra cetveline itiraz davası” (İİK. mad. 235) şeklinde açılmışsa, o zaman bu davaya “iflâsa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinde” bakılır.

Aynı şekilde, iflâs idaresinin, “sıra cetveline itiraz davası”na karşı açacağı iptâl davası da ticaret mahkemesinde görülür.28

II- 6183 Sayılı Kanun uyarınca, kamu alacağından dolayı açılacak olan iptâl davalarının görev yönünden nerede açılması gerekeceği, yasanın 24. maddesinde (*) “umumî mahkemeler” olarak belirtilmiş olduğundan, bu davaların, aynî bir dava olmadığı hatırlanarak, -İİK.’na göre açılan iptâl davaları gibi- “kesinleşmiş ve ödenmemiş olan kamu alacağının miktarı” ile “iptâl konusu tasarrufun değeri”nden hangisi daha az ise, ona göre asliye hukuk ya da sulh hukuk mahkemesinde açılması gerekecektir…29

Bu konu ile ilgili olarak ayrıca belirtelim ki; “SSK prim ve diğer alacaklarının tahsili için -6183 Sayılı Kanuna göre- borçlular hakkında yapılacak takipler nedeniyle, SSK tarafından açılacak iptal davalarına, alacaklı Sigorta Müdürlüğü’nün bulunduğu yer (il) iş mahkemesi” görevlidir.30

§c. İPTÂL DAVALARININ AÇILMA SÜRESİ

İptâl davalarının bağlı olduğu süre, İİK. mad. 284* de belirtilmiştir.

I- Bu maddeye göre, iptâl davasının “tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren” beş sene içinde açılması gerekir.31

Bu süre tüm -yani; İİK. mad. 278, 279 ve 280’de öngörülen- iptâl davalarında uygulanır.

Ancak hemen belirtelim ki, “tasarruf” tarihi ile “haciz”, “aciz” yahut “iflâs” tarihi arasında İİK 278/II’deki durumlarda iki sene32, İİK. 279/I’deki durumlarda bir sene33 geçmişse, İİK. mad. 284’deki süre dolmamış bile olsa, iptâl davası açılamaz. Çünkü; İİK. mad. 278/II ve 279/I’deki “iki yıllık” ve “bir yıllık” süreler, ‘tasarrufun iptâle tâbi olup olmadığını’ saptamada rol oynar. İİK. mad. 284’deki ‘beş yıllık süre” ise, “İİK. mad. 278/II ve 279/I’deki süreler içinde yapıldığı için, iptâle tâbi olan bir tasarrufun iptâl edilebilmesi için açılacak davanın en geç hangi tarihe kadar açılabileceğini” belirtir. Bu nedenle, eğer tasarruf, İİK. mad. 278/II ve 279/I’de öngörülen sürelerden önce yapılmış olduğu için iptâle tâbe değilse, artık İİK. mad. 284’deki sürenin uygulanması söz konusu olmaz.34 Çünkü, iptâli mümkün bir tasarruf yoktur ki, iptâl davası açılabilsin…

II- Burada söz konusu olan süre “hak düşürücü süre”dir.35 Bu nedenle, dava açılırken bu süreye uyulup uyulmadığı, yani bu sürenin geçmiş olup olmadığı, mahkemece doğrudan doğruya gözetildiği gibi, davanın her aşamasında da taraflarca ileri sürülebilir.36

III- İptâl davasının karşılık dava şeklinde37 açılması halinde, HUMK.’nun (mad. 202) “karşılık dava açılması için” öngördüğü on günlük süreye burada da uyulacak mıdır? Doktrinde ileri sürülen bir görüşe göre,38 “İİK. mad. 97/XVII’de bu konuda HUMK.’na atıfta bulunulmamış olduğundan, HUMK. mad. 202’deki süre yönünden sınırlama burada uygulanamaz. Bu nedenle, istihkak davasına karşı, davalı alacaklı tarafından, mukabil dava olarak açılacak iptâl davası için bir süre söz konusu değildir…” Buna karşın, katıldığımız diğer bir görüşe göre39 ise, “İİK. mad. 97/XVII hükmü sadece, alacaklının icra mahkemesinde ‘karşı dava’ olarak iptâl davası açma olanağının varlığını göstermek için kabul edilmiştir… Böyle bir ‘karşı dava’nın nasıl açılacağı, görüleceği, karara bağlanacağı HUMK.’da gösterilmiştir… Bu nedenle, HUMK. mad. 202 uyarınca, istihkak davasına karşı ‘karşı dava’ olarak açılacak iptâl davasının, basit yargılama usulünün uygulandığı icra mahkemesinde, en geç ilk oturumda açılması gerekir. Çünkü icra mahkemesinde, cevap dilekçesi verme zorunluluğu bulunmamakta, dolayısı ile, davalı-alacaklı da ‘on gün içinde’ karşılık dava olarak iptâl davasını açmak zorunluluğundan kurtulmaktadır.”

İstihkak davalarına ilişkin kararları -90’lı yıllarda- incelediği dönemde, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi kimi kararlarında,40 “istihkak davasına karşı, icra mahkemesinde ‘karşılık dava’ olarak açılacak ‘iptal davası’nın bir süreye bağlı olmadığını” belirtmişken kimi kararlarında41 doktrindeki egemen görüşü benimseyerek, “dava biçimindeki iptal davasının, icra mahkemesinde en geç ilk oturumda açılması gerektiğini” kabul etmişti… Halen, bu kararları temyizen inceleyen Yargıtay 21. Hukuk Dairesi42 ise “iptal davasının süreye bağlı olmadan icra mahkemesinde açılabileceği” görüşündedir…

IV- “İptâl davasının açılabileceği süre” ile ilgili yukarıdaki açıklamalar, 6183 Sayılı Kanun uyarınca, kamu alacağından dolayı açılacak olan iptâl davaları için aynen geçerlidir.

Gerçekten, kamu alacağından dolayı iptâl davalarının hangi sürede açılabileceği 6183 Sayılı Kanunun 26. maddesinde(*) -İİK. mad. 284’e paralel biçimde- “tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş sene” olarak belirtilmiştir.

Burada şu hususu vurgulayalım ki, her ne kadar 26. maddenin kenar başlığı “hükümsüz sayılmada zamanaşımı” şeklinde ise de, gerek doktrinde43 ve gerekse uygulamada44 bu sürenin -İİK.’daki iptâl davalarında olduğu gibi- “hak düşürücü süre” olduğunda görüş birliği vardır…

§ç. İPTÂL DAVALARINDA HARÇ

İptâl davalarında -“görevli mahkeme”yi saptarken olduğu gibi-45 dava konusunun (müddeabihin) değeri üzerinden nisbi olarak “peşin harç” ve “karar ve ilâm harcı” alınır.

I- Haciz yolu ile takiplerde, davacının alacağının (aciz belgesinde yazılı olan alacağının) miktarı ile, iptâl konusu tasarrufun (tasarrufa konu taşınırın/taşınmazın) değerinden hangisi az ise, ona göre,46 iflâs yolu ile takiplerde ise, iptâl konusu tasarrufun tamamının değeri üzerinden harç hesaplanır.

Fon -4389 s. Bankalar Kanunu’nun 15/3 maddesi uyarınca- yargı harçları dahil her türlü harçtan muaf olduğundan, tasarrufun iptali davası sonucunda mahkemece, Fon yargı harçlarından sorumlu tutulamaz…47

Yargılama sırasında takip konusu borcun ödenmesi halinde, mahkemece -“konusu kalmayan istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilirken- “maktu” karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekir.48

II- “İptâl davalarından alınacak harç” konusunda, yukarıda yapılan açıklamalar; 6183 Sayılı Kanun uyarınca, kamu alacağından dolayı, kamu idarelerince açılacak olan iptâl davalarında da aynen geçerlidir.

Yani; “6183 Sayılı Kanun uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında takip konusu alacağın miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değerinden hangisi az ise onun üzerinden nisbi karar ve ilam harcı” alınır.49

§d. İPTÂL DAVALARINDA VEKALET ÜCRETİ

İptâl davalarında vekalet ücreti -iptâl davalarından alınacak “harç”lar gibi-50 “dava konusunun değeri”51 üzerinden -yani; “takip konusu alacak miktarı” ile “dava (iptâl) konusu tasarrufun değeri”nden, hangisi az ise, ona göre- nisbî olarak takdir olunur.52

I- İptal davasına konu uyuşmazlığın “davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle, delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilmesi halinde” Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenecek (maktu) ücretin yarısına hükmedilir.53

İptal davasının “dava koşulunun gerçekleşmemiş olması”54 -örneğin; “borçlu hakkında yapılmış olan icra takibinin iptal edilmiş olması”55, “geçici ya da kesin aciz vesikasının bulunmaması”56 -nedeniyle reddedilmiş olması halinde, davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.

İptal davalarında, davalılar arasında “zorunlu dava arkadaşlığı” bulunduğundan, davanın reddi halinde, davalılar yararına tek vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir.57

Avukatlık Kanunu’ndaki “vekalet ücreti avukata aittir” biçimindeki düzenleme uyuşmazlığı sonuçlandıran mahkemeye değil, vekil ile vekalet verene yönelik bir kural olduğundan, mahkemece “takdir olunan vekalet ücretinin davacı/davalı vekiline verilmesi” şeklinde hüküm kurulamaz.58

Tasarrufun iptal davası, dava konusu taşınmazın/taşınırın aynı ile ilgili olmadığından, dava sonunda verilen kararda hükmedilen avukatlık ücretinin ve yargılama giderinin tahsili için, “ilamın kesinleşmesi” koşulu aranmaz.59

Ayrıca belirtelim ki, birleştirilen her iptal davası için, mahkemece ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.60

II- “İptâl davalarında hükmedilecek vekalet ücreti” hakkında, yukarıda yapılan açıklamalar, 6183 Sayılı Kanun uyarınca, kamu alacağından dolayı açılan iptâl davalarında da aynen geçerlidir. Yani, bu kanun uyarınca alacaklı kamu idaresi (devlet, belediye, il özel idaresi ve çeşitli kanunlarda nitelikleri belirtilen alacakların tahsili için kendisine takip yetkisi tanınmış olan kurum ve kuruluşlar) tarafından açılan iptâl davaları sonucunda, bu kuruluşların lehine ya da aleyhine- yukarıdaki ölçüte göre yani; “takip konusu kamu alacağının miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değerinden hangisi az ise, onun üzerinden “karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre” nisbî avukatlık (vekalet) ücretine hükmedilmesi gerekir…61

6183 Sayılı Kanuna göre açılmış olan iptal davasının “dava koşulunun oluşmamış olması” nedeniyle reddedilmesi halinde, davacı kamu idaresi aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi62 gerekeceği gibi; açılmış olan tasarrufun iptali davasının -takip konusu vergi alacağının tahsil edilmiş olması nedeniyle- konusuz kalması halinde, davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar avukatlık ücreti ve yargılama giderinden sorumlu olurlar.63

DİPNOTLAR

1 Bknz: 17. HD. 08.10.2007 T. 3576/3007; 15. HD. 10.10.2001 T. 3118/4472; 19.12.2001 T. 5180/5612 vb.

2 Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. İcra ve İflas Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları, 3. Bası, 2008, s: 835 vd.

3 Bknz: 15. HD. 27.06.2006 T. 3505/3951; 06.04.2004 T. 1606/1945; 18.05.1998 T. 1811/2082

4 Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. age. s: 20 vd.

5 UMAR, B. Türk İcra ve İflâs Hukukunda İptal Davası, 1963, s: 91 – KURU, B. İcra ve İflas Hukuku, 1997, C: 4, s: 3539 – KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, 2004, s: 1218 – PEKCANITEZ, H./ATALAY, O./ÖZKAN, M.S./ÖZEKES, M. İcra ve İflas Hukuku, 2007, s: 592 vd. – ÜSTÜNDAĞ, S. İflas Hukuku, 2007, s: 300 – OSKAY, M./KOÇAK, C./DEYNEKLİ, A./DOĞAN, A. İİK. Şerhi, C: 5, 2007, s: 6002 – GÜRDOĞAN, B. İflâs Hukuku Dersleri, 1966, s: 242 – OLGAÇ, S. Yargıtay İçtihatlarının Işığı Altında İcra ve İflâs Hukukunda İptal Davaları (Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan 1974, s: 474, dipn. 53) – SARISÖZEN, İ. İcra ve İflâs Hukukuna Göre İptâl Davalarında Yargılama Usulü (ABD. 1977/3, s: 449) – ÖNEN, T. İptâl Davaları (Ank. İk. ve Tic. İl. Ak. D. 1969/1, s: 45 vd.)- AKYAZAN, S. İnceleme ve Açıklamalar, 1965, s: 190 – KOSTAKOĞLU, C. Takip Hukukunda İptâl Davaları (Ad. D. 1989/6, s: 9 – Yasa D. 1989/8, s: 1038) – MUŞUL, T. İcra ve İflâs Hukuku, 2005, s: 1177 – KARATAŞ, İ./ERTEKİN, E. İcra ve İflâs Hukukunda İptal Davaları, 1998, s: 33

6 Bknz: 17. HD. 08.10.2007 T. 3576/3007; 15. HD. 19.12.2001 T. 5180/5612; 10.10.2001 T. 3118/4472 vb. – 17. HD. 15.11.2007 T. 3042/3663; 15. HD. 27.06.2006 T. 3505/3951; 23.12.2003 T. 6319/6197; 02.04.2002 T. 1041/1548; 02.04.2001 T. 1134/1659 vb.

7 Bknz: HGK. 07.04.2004 T. 4-206/297

8 Bknz: 15. HD. 06.10.1983 T. 1382/2284

9 Bknz: 15. HD. 19.04.1999 T. 626/1475

10 Bknz: 15. HD. 06.04.2004 T. 1084/1939; 10.10.2001 T. 3118/4472; 26.06.2001T. 2917/3486

11 Bknz: 15. HD. 02.04.2001 T. 1134/1659

12 Bknz: 17. HD. 30.04.2007 T. 1081/1420

13 Bknz: 15. HD. 23.05.2006 T. 2255/3033; 11.02.2004 T. 6560/629; 09.02.1998 T. 270/397

14 Bknz: 17. HD. 25.09.2007 T. 3274/2799 – 15. HD. 11.09.1990 T. 3541/3256

15 Bknz: 15. HD. 11.09.1990 T. 3541/3256

16 Bknz: 17. HD. 09.10.2007 T. 3578/3126

17 Bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. İcra ve İflâs Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları, 3. Bası, 2008, s: 20 vd.

18 UMAR, B. Türk İcra ve İflâs Hukukunda İptâl Davası, 1963, s: 20 – KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku, 1997, C: 4 s: 3541 – KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, 2004, s: 1218 – GÜRDOĞAN, B. İflâs Hukuku Dersleri, 1966, s: 242 – BERKİN, N. İflâs Hukuku, 1972, s: 498 – AKYAZAN, S. Takip Hukukunda İptâl Davası (Ad. D. 1963/3-4, s: 242) – MUŞUL, T. İcra ve İflas Hukuku, 2005, s: 1178 – YILDIRIM, K. İcra ve İflâs Hukukunda İptal Davaları, 1995, s: 231

19 Bknz: 17. HD. 01.10.2007 T. 3590/2892; 15. HD. 18.11.2003 T. 4753/5525; 30.10.2003 T. 3867/5103 vb.

20 Bknz: 15. HD. 13.12.1993 T. 15156/19374; 12. HD. 24.09.1987 T. 12757/9300

21 KURU, B. age. C: 4, s: 3542

22 Bknz: 17. HD. 17.09.2007 T. 3596/2641

23 Bknz: 15. HD. 12.10.2005 T. 6766/2641

24 Bknz: 15. HD. 22.03.2005 T. 7467/1705; 29.11.2004 T. 10857/12340, 09.11.2004 T. 3690/7528 vb.

25 Bknz: 21. HD. 10.10.2005 T. 4687-9066; 15. HD. 28.06.2004 T. 4836/6344; 29.06.1994 T. 335/4396

26 Bknz: İçt. Bir. K. 24.02.1954 T. 2/7

27 KURU, B. age. C:4, s: 3542 – KURU, B. El Kitabı, s: 1218 – GÜRDOĞAN, B. age. s: 249 – AKYAZAN, S. agm, s: 242 – MUŞUL, T. age. s: 1178

28 KURU, B. age. C:4, s: 3543

(*) MADDE: 24- “Âmme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30’uncu maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali için umumî mahkemelerde dava açılır ve bu davalara diğer işlere takdimen umumî hükümlere göre bakılır.”

29 Bknz: 15. HD. 16.09.1997 T. 3445/3777; 26.11.1986 T. 754/3975

30 Bknz: 17. HD. 31.01.2008 T. 4063/446; 09.10.2007 T. 3576/3126

(*) Hak düşürücü müddet

MADDE: 284 – “İptâl davası hakkı, bâtıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer.”

31 Bknz: 17. HD. 19.07.2007 T. 3044/2546; 09.07.2007 T. 3413/2413; 15. HD 15.11.2003 T. 2645/5425 vb.

32 Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T./ UYAR, A. / UYAR, C. İcra ve İflas Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları, 3. Bası, 2008, 196 vd.

33 Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. age. s: 370 vd.

34 Bknz: 13. HD. 23.09.1974 T. 2101/2073

35 KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku, 1997, C:4, s: 3543 – KURU, B. İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, 2004, s: 1218 – OSKAY, M./KOÇAK, C./DEYNEKLİ, A./DOĞAN, A. İİK. Şerhi, 2007, C:5, s: 6057 – PEKCANITEZ, H./ATALAY, O./ÖZKAN, M.S./ÖZEKES, M. İcra ve İflâs Hukuku, 2007, s: 592 – YILDIRIM, K. İcra ve İflâs Hukukunda İptal Davaları, 1995, s: 283 – MUŞUL, T. İcra ve İflâs Hukuku, 2005, s: 1208 – ÜSTÜNDAĞ, S. İflas Hukuku, 2007, s: 302 – ALTAY, S. Türk İflas Hukuku, C:1, 2004, s: 685 – KARATAŞ, İ./ERTEKİN, E. İcra ve İflas Hukukunda İptal Davaları, 1998, s: 124 – BERKİN, N. İflâs Hukuku, 1972, s: 503 – UMAR, B. Türk İcra ve İflas Hukukunda İptâl Davası, 1963, s: 112 – KOSTAKOĞLU, C. Takip Hukukunda İptâl Davaları (Ad. D. 1989/6 s: 32 – Yasa D. 1989/8, s: 1057)

36 Bknz: 17. HD. 19.07.2007 T. 3044/2546, 09.07.2007 T. 3413/2413; 15. HD. 12.11.2003 T. 2645/5425 vb.

37 Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. age. s: 603 vd.

38 TEKİNAY, S.S. Hacizden Mütevellit İstihkak Davaları, s: 55 – ÖĞÜTÇÜ, T./ÇİTOĞLU, A. Uygulamalı İcra ve İflâs Kanunu, 1977, s: 511 – OLGAÇ, S. İçtihatlarla İcra-İflâs, 1978, s: 841 – DALAMANLI, L. Hacizden Mütevellit İstihkak Davaları (Ad. D. 1961/9-10, s: 906, 910) – GÜNEREN, A. İcra ve İflâs Hukukunda İstihkak Davaları ile Tasarruf İptal Davaları, 2004, s: 1010

39 KURU, B. age. C:2, s: 1022 – KURU, B. Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, C:3, s: 3942 – BERKİN, N. Tatbikatçılara İcra Hukuku Rehberi, 1979, s: 300; Yargıtay’ın Yeni İflâs Hukuku İçtihatları ve Bazı İflâs Hukuku Sorunları (Hıfzı Timur’un Anısına Armağan, 1979, s: 1062 vd.) – UYAR, T. İcra Hukukunda İstihkak Davası (ABD. 1971/1, s: 44) – UMAR, B. age. s: 95 – YILDIRIM, K. İcra ve İflas Hukukunda İptal Davaları, 1995, s: 286 – KARATAŞ, İ./ERTEKİN, E. İstihkak Davaları, 1998, s: 224 – BERKİN, N. Yargıtay’ın Yeni İflâs Hukuku İçtihatları ve Bazı İflas Hukuku Sorunları, s: 1062 vd. – ASLAN K. Hacizde İstihkak Davası, 2005, s: 487

40 Bknz: 15. HD. 07.03.1994 T. 6015/1352; 06.02.1992 T. 5803/480; 13. HD. 18.04.1977 T. 5803/2152

41 Bknz: 15. HD. 21.03.1991 T. 242/1400; 16.10.1990 T. 2690/4078; 01.11.1988 T. 2883/3498

42 Bknz: 21. HD. 30.11.1999 T. 7458/8725

43 ŞİMŞEK, E. Amme Alacakları Tahsil Usulü Kanun Şerhi, 1990, s: 221 – KOSTAKOĞLU, C. 6183 Sayılı Kanuna Göre Amme Alacaklarının Tahsili Yönünden İptâl Davası (Yarg. D. 1991/1-2, s: 18; Yasa D. 1990/9, s: 1241)

44 Bknz: İİD. 13.06.1967 T. 5742/5952

45 Ayrıntılı bilgi için bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. İcra ve İflas Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları, 3. Bası, 2008, s: 642 vd.

46 Bknz: 17. HD. 17.07.2007 T. 3425/2523; 14.06.2007 T. 2593/2067; 15. HD. 06.06.2006 T. 446/3364 vb.

47 Bknz: 15. HD. 28.11.2005 T. 3106/5995

48 Bknz: 17. HD. 09.10.2007 T. 4052/3045

49 Bknz. 17. HD. 19.07.2007 T. 3713/2548; 16.12.1997 T. 5390/5443

50 Bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. İcra ve İflâs Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları, 3. Bası, 2008, s: 672 vd.

51 Bknz: UYAR, T. / UYAR, A. / UYAR, C. age. s: 642

52 Bknz: 17. HD. 17.12.2007 T. 2913/4300; 22.11.2007 T. 3428/3802; 30.10.2007 T. 4563/3298; 09.10.2007 T. 4052/3045; 20.09.2007 T. 3241/2721 vd.

53 Bknz: 17. HD. 25.10.2007 T. 3734/3215; 09.10.2007 T. 4052/3045

54 Bknz: 17. HD. 19.10.2007 T. 4496/3136; 18.09.2007 T. 4041/2651; 06.03.2007 T. 7568/1385 vb.

55 Bknz: 17. HD. 19.10.2007 T. 4496/3136

56 Bknz: 15. HD. 06.03.2007 T. 7568/1385; 15.04.2002 T. 1472/1833

57 Bknz: 15. HD. 09.10.2002 T. 4405/4482; 14.01.1998 T. 5704/40; 02.10.1995 T. 2300/5157

58 Bknz: 15. HD. 03.04.2006 T. 3038/3681; HGK. 13.10.2004 T. 15-481/525; 4. HD. 13.05.2004 T. 13648/6396; 4. HD. 20.01.2004 T. 14830/192

59 Bknz: 19. HD. 19.07.2005 T. 12416/16102

60 Bknz: 15. HD. 28.03.2005 T. 6898/1819

61 Bknz: 17. HD. 12.07.2007 T. 2780/2471; 15. HD. 16.12.1979 T. 5390/5443; 15.12.1997 T. 5197/5407 vb.

62 Bknz: 17. HD. 25.09.2007 T. 3195/2774

63 Bknz: 17. HD. 18.09.2007 T. 4037/2647; 15. HD. 06.03.2002 T. 5953/991

 

Av.Talih UYAR

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

“Küçük hanımlar, küçük beyler! Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunu düşünerek çalışınız.”

Mustafa Kemal Atatürk

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türkiye Cumhuriyeti‘nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‘nin resmi bayramlarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından dünya çocuklarına armağan edilmiştir.

Bu bayram, TBMM‘nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan 23 Nisan Millî Bayramı ve 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla, önce 1 Kasım olarak kabul edilen, sonra 1935’te 23 Nisan Millî Bayramı’yla birleştirilen Hâkimiyet-i Milliye Bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti‘nin 1927’de ilan ettiği ve ilki Atatürk’ün himayesinde düzenlenen 23 Nisan Çocuk Bayramı‘nın kendiliğinden birleşmesiyle oluştu.1980 darbesi döneminde Milli Güvenlik Konseyi, bu bayrama resmî olarak “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını verdi.

Hakimiyet-i Milliye Bayramı (önceleri 1 Kasım, sonra 23 Nisan), saltanatın kaldırılışının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu gerçekleştiren TBMM’nin açılışının egemenliği padişahtan alıp halka vermesini kutlamak amacını taşırken, Çocuk Bayramı savaş sırasında yetim ve öksüz kalan yoksul çocukların bir bahar şenliği ortamında sevindirmek amacını taşımaktaydı. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, UNESCO‘nun 1979’u Çocuk Yılı olarak duyurmasının ardından, TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ni başlatarak, bayramı uluslararası düzeye taşımıştır. Günümüzde bayrama birçok ülkeden çocuklar katılmakta, çeşitli gösteriler hazırlanmakta, okullarda törenler ve çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Ayrıca 1933’te Atatürk’le başlayan çocukları makama kabul etme geleneği günümüzde çocukların kısa süreliğine devlet kurumlarının başındaki memurların yerine geçmesi şeklinde devam etmektedir.